Depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’ta, 35 kişinin yaşamını yitirdiği Ezgi Apartmanı’nın yıkılmasına ilişkin ikisi tutuklu, biri tutuksuz, ikisi firari 5 sanığın yargılanmasına Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmada dinlenen tanıklar Zeynep Melike Coşkun, Sadi Coşkun ve Mustafa Kemal Yalçın, kazan dairesinde yapılan tadilatlardan, Kervan Pastanesi’nin mutfak kısmında açtığı deliklerin varlığını anlatırken müşteki avukatının tanık Zeynep Melike Coşkun’a sorduğu sorular üzerine sanık avukatı Ersan Şen ve diğer sanık avukatları “Yönlendirme yapılıyor” diyerek soruları bölmek istedi. Tartışmanın büyümesi üzerine heyet duruşmaya ara verdi.
Ara sonrası devam eden duruşmada o dönem Onikişubat Belediyesi’nde ruhsat şefi olarak görev yapan ve 1996 yılında Ezgi Apartmanı’nın ruhsatını veren mimar Mehmet Diskecen dinlendi. Müteahhit Yakup Aktaş’ın binada hazır beton kullandığını belirten Diskecen, fenni mesul Mehmet Tekin’in binayı her aşamasında kontrol ettiğini söyledi. Diskecen, binaya ilişkin hiçbir şikayet ve itiraz yapılmadığının da altını çizdi. Kervan Pastanesi’nde 2017’den sonra usta ve mutfak şefi olarak çalıştığını söyleyen Yaşar Saygılı ise çatı katında hem kullanılmayan eşyaların hem de pastanenin havalandırma motorlarının varlığını ve bu motorların üç kişinin ancak taşıyabileceği büyüklükte olduğunu ifade etti. Firari sanıkların avukatlarının kazan dairesine ilişkin olduğunu iddia ettikleri deliller de tartışma yarattı. Müşteki avukatları, delillerin kazan dairesine ait olduğuna ilişkin hiçbir kanıt olmayan delillerin reddedilmesi talebinde bulundu.
“BELGE VERİN GETİREYİM”
Öte yandan firari sanıkların avukatı Ersan Şen’in “Müvekkillerim müteahhit değil, kolon, kiriş kesmediler. Dükkan içerisinde genişletme yapmadılar. Mahkemede Kervan Pastanesi hedef gösteriliyor, bu Kervan alerjisini anlayamıyorum. Sanıklara güvence belgesi verin, mahkemeye getirelim, yurt dışında değiller, ben söylüyorum. Kahramanmaraş ilinin medarı iftiharı olmuş bu insanlar, kendileri hakkında kötü bir şey söyleyen yok” sözlerine kayıp yakınları tepki gösterdi. Bir kez daha gerginlik çıkması nedeniyle duruşmaya yeniden ara verildi.
“KÖSTEBEK YUVASINA DÖNMÜŞ”
Ara sonrası fenni mesul Mehmet Tekin savunmasını yaptı. “KTÜ sonuçlarında yanılmıştır. Binadan hiç numune demir alınmamış. Ya bu işi bilmiyorlar ya da inşaattan anlamıyorlar, sonra da burada ahkam kesiyorlar” diyen Tekin, “60 yaşındayım, 30 binamdan hiçbirisine bir şey olmadı. Ezgi Apartmanını köstebek yuvasına çevirmişler. Her şeyi belgelerle açıklayabilirim. Arabayı alan belli kazayı yapan belli hala neyi tartışıyoruz” dedi.
KIRMIZI BÜLTENİN MALİYETİNDEN BAHSEDİLDİ
Ara kararda 8 aydır firari durumda olan sanıklara ilişkin Kırmızı Bülten talebi reddedilirken sanıkların mevcut halinin devamına, eksik hususların giderilmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 12 Temmuz’a erteledi. Duruşma sonrası kayıp yakını Nurgül Göksu, “Sanık avukatlarının yıpratıcı tavırlarına rağmen ben de evlatlarım için oradaydım. 8 aydan bu yana firari olan sanıklar için kırmızı bülten talep ettik çünkü bu insanların yurt dışında ticari bağlantıları var, yurt dışında birçok şubeleri var. Sanık avukatlarından Ersan Şen, ‘Kırmızı bülten talebinin devlete maliyeti ne kadar biliyor musunuz?’ diye bir cümle kurdu. Bu beni derinden etkiledi. Benim çocuklarımın ve Ezgi Apartmanı’nda hayatını kaybedenlerin hiç kıymeti yok muydu? Biz bu ülkenin vatandaşı değil miyiz? “Sonuna kadar mücadele edeceğim. İstediğim tek şey adalet” dedi.
“BİZ DAHA NE YAPALIM?”
Tutuklu fenni mesul Tekin’in avukatı Burhan Gürbüz ise şunları söyledi:
“İlk duruşmada olduğu gibi kendisine yöneltilen tüm iddiaları eksiksiz şekilde somut belgelerle çürüten Mehmet Tekin’in tutukluluk halinin devamına karar verilmesi hukuki çerçevede açıklanabilecek bir durum değil. KTÜ raporunda Tekin e yöneltilen tüm iddialara somut, resmi belgelerle cevap verildi. KTÜ raporunda belirtilen kusurlara KTÜ’nün Kahramanmaraş’ta yıkılan diğer binalar için hazırladığı raporlar üzerinden uyguladığı çifte standart net bir şekilde açıklandı. Duruşmada bulunan kayıp yakınları bile Tekin’in masumiyetine vicdanen ikna olmuş iken biz daha ne yapalım?”
